♥ | Rock Fan CLub © 2009 | ♥
♥ | Rock Fan CLub © 2009 | ♥
♥ | Rock Fan CLub © 2009 | ♥
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

♥ | Rock Fan CLub © 2009 | ♥

♥ | Rock Fan CLub © 2009 | ♥
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Zakkum - Nokta Dergisi Röportajı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Dαrky '
ραтяση
ραтяση
Dαrky '


Mesaj Sayısı : 285
Points : 800
Rep Sistemi : 2
Kayıt tarihi : 17/07/09
Nerden : İzmiR

Zakkum - Nokta Dergisi Röportajı Empty
MesajKonu: Zakkum - Nokta Dergisi Röportajı   Zakkum - Nokta Dergisi Röportajı I_icon_minitimeCuma Tem. 17, 2009 9:35 pm

1999 yılında Ankara`da bar programlarınızla başlangıç yaptınız, mevcut normları zorlayan, spekülatif ve kışkırtıcı sahne performanslarıyla tartışmasız en popüler ve hakkında en çok konuşulan grubu haline geldiniz ve bugüne kadar Raindog ismiyle performans gerçekleştirdiniz. Albüm çalışmaları esnasında Türkçe bir isme geçiş yaparak "Zakkum" adını kullanmaya başladınız neden böyle bir değişiklik yaptınız?

Raindog, İngilizce cover repertuarı çaldığımız uzun seneler süresince kullandığımız bir isimdi. Fakat, albüm projesine girişince işin rengi değişti. Tamamı Türkçe 12 şarkıdan oluşan bir albüm hazırladık ve bu albümü Türkiye`de çok geniş bir dinleyici yelpazesine sunmayı amaçladık. Bu sebeple, Türkçe bir isme geçmek en mantıklı yaklaşım olacaktı. İlk bestelerin filizlendiği 2004 senesinden itibaren “Zakkum” ismini, bar programlarında da Raindog`un yanına parantez arasında iliştirmeye başlamıştık zaten...


Zehr-i Zakkum`da kimler çalıştı, albüm nasıl oluştu? Biraz bahsedebilir misiniz?



Demin de söylediğimiz gibi, grubun ilk bestelerinin ortaya çıkması (ki bunlar Ah Çikolata, Ağlat Beni ve Zehr-i Zakkum`dur), 2004 senesinde oldu. 2006 senesinin başında, Ortadünya Müzik ile anlaşarak, albüm çalışmasına başladık. Albümün Mayıs 2006`da çıkması planlanıyordu fakat bu tarih yaklaştıkça, yaz başında bir albüm yapmak bize pek de çekici bir fikir gibi gelmemeye başladı. ve albüm çıkış tarihini Ekim 2006`ya bıraktık. Sonradan birkaç ufak rötar daha yaşandı ve albüm, Ocak 2007`de nihayet müzik marketlerdeki yerini aldı. Albümün prodüktörlüğünü daha önce Teoman, Nev, Çilekeş gibi isimlerle de çalışmış olan Volkan Başaran üstlendi. Teoman ve Seyyal Taner`le birer de düet gerçekleştirdik albümde... Aslında çıkış şarkımız olan “Ah Çikolata”nın klibini de Teoman çekecekti fakat iki tarafın ajandaları, bir türlü birbirine uyamadı ve klipte Murad Küçük`le çalışmaya karar verdik. Ortaya da gayet içimize sinen bir çalışma çıktı.

Zehr-i Zakkum`un bu kadar tutulması kışkırtıcı olması ve ilgi görmesini anlatabilir misiniz?

Bu, sanırız albümle olduğu kadar, bizim kendimizle de alakalı bir durum... Gerek klipteki, gerekse de sahnedeki görsel anlayışımız, bu yaklaşıma biraz açıklık getiriyor zaten... Raindog senelerinden kalma bir durum bu... O zamanlar da, bu işe yaklaşımımız tamamen böyleydi çünkü... Esasen Zakkum dinleyicisine sormanız gereken bir soru bu... “Sizi bu kadar kışkırtan nedir? Neden bu kadar ilgi duyuyorsunuz?” diye... Türkiye`de bir ilki başarmaya çabalamak olabilir bunun sebebi...

Müzik piyasasında birçok isim ve tarz var… Zehr-i Zakkum kendi tarzını ve kimliğini karşı duruşlarını nasıl tanımlar?

Kendimizi hiçbir müzik tarzının alt kümesi olarak görmek ya da lanse etmek istemiyoruz. Albümdeki şarkılar, ortak bir iskeletten çıkmışlık hissini veriyor olmalarına rağmen, belli bir müzik tarzının çatısı altında toplanabilecek şarkılar da değil zaten... Raindog`ken, sadece BritRock/indie coverlardık. Fakat Zehr-i Zakkum, tümüyle bir britrock albümü değil.. Britrock tadında şarkılar var olsa da...

Sahnede iken taşkınlıklarla dolu ona buna saldıran (tatlı saldırışlar) bir performansınız var bu durum sadece sahnede mi yaşanıyor. Sahne ardında da, bu ruh hali devam ediyor mu?

Taşkınlık çok yanlış bir tanım olur... Sahnede seyircisiyle bütünleşen, dahası seyircisini sahnedeki gösteriye dahil eden bir grup Zakkum... Ve bu konuda da en uçlara kadar gidebilmeyi göze alabilen tek grup belki de... Sahne arkasında, gösteri aynen devam etmiyor tabii... Birbirimizle, seyirciyle uğraştığımız kadar uğraşmıyoruz, eğer bunu soruyorsanız...

Kadıköy dinleyicisi için ne söyleyebilirsiniz?

8 senelik cover dönemimizin son bir buçuk senesinde, her hafta düzenli olarak Kadıköy`de sahne aldık. Bize kendimizi evimizdeymiş gibi hissettirdiler.

Birçok övgü ve eleştiri alıyorsunuzdur kesin bunlara karşı geliştirdiğiniz bir tutum var mı?

Aldığımız tepkiler, ister negatif, ister pozitif olsun, kesinlikle uç noktalarda... Yani ya çok seviyorlar ya da bütünüyle nefret edip, kin besliyorlar. Arasında görüş bildiren çok az insan var. Biz bu tutuma, albüm öncesi Raindog zamanından alışığız zaten... Övgüler bizi şımartmadığı gibi, yergiler de üzüntüden uykularımızı kaçırmıyor. Her ikisine de kulağımızı tıkıyoruz çünkü... İnsanların tepkilerini dizginlemek de istemiyoruz. İstedikleri eleştiriyi yapabilirler. Kırmızı bir çizgi çekmiyoruz. Bizi asıl üzecek olan kayıtsız kalmaları olurdu ki, böyle bir durum da söz konusu değil...

Her şey hayal edildiği gibi mi? Kaygı ve beklentiler olaylar doğrultusunda gelişen her şey nasıl etkiledi sizi?

Henüz, herşeyin çok başındayız. Hayallerin ne kadarına erişildiğinin haritasını çıkarmak için henüz çok erken... Bir problem yok şimdilik, herşey yolunda gidiyor gibi...

Yüzünüzü boyamanıza takmış durumda insanlar… Bu zaten var olan bir şey. Sahne zaten bir şov yeri… Siz de bunu iyi kullanan bir grupsunuz ama bu konuda düşünceleriniz de vardır elbette… Bahsedebilir misiniz? Bu kadar üstünüze gelinmesinin sebebi var olan kalıplaşmış sahne duruşlarımı?

Elbette.. Özellikle Türkiye`de... Rock grubu imajı, yırtık kot üzerine rengi atmış t-shirt giymek olarak yerleşmiş. Bir çerçeve çizilmiş yani rock müzisyenliği için.. Bir tür üniforma.. Onun dışına çıkmaya kalktığın anda, seni ticari bir ürün, pazarlamaya yönelik bir paket olarak görmeye başlayan bir kitle oluşmuş. Ya da, hemen birkaç yabancı isme benzeterek konuyu kafasında çözmeye kalkanlar var. Dışarıda yapılan birşeydi bu, evet.. Ama yeni moda birşey de değil ki bu... Erkeklerin saç uzatması kadar eski neredeyse... David Bowie gibi adamları incelemek lazım... Üstelik, sahne makyajı ve görsel tutum, ilk sahne aldığımız 1999 senesinden beri uyguladığımız bir sahne anlayışı... İlk kez görenler, klip için makyaj malzemeleri satın aldığımızı düşünüyorlar, ki çok yanlış...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Zakkum - Nokta Dergisi Röportajı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Exodus Röportajı
» Overkill Röportajı
» Ensiferum Röportajı
» Opeth Röportajı
» Deicide Röportajı

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
♥ | Rock Fan CLub © 2009 | ♥  :: Rock&Metal :: Rock & Metal Röportajları-
Buraya geçin: