Decapitated Röportajı [2004]

Decapitated, yeni albümleri �The Negation� la geri döndü ve grup elemanlarının yaş ortalamalarının henüz 20 olmasına karşın, gittikçe
olgunlaşan müzikleriyle gezegendeki en iyi death metal gruplarının arasındaki yerini almayı başardı.

Albüm hakkında konuştuğumuz grup basıcısı Martin, �Grubu ilk kurduğumuzda albümler çıkarıp dünya turnesine çıkmayı bırakın, demo kasetleri bile
yapmayı düşünmemiştik� diye başlıyor söze. �İlk başlarda insanlar yaşlarımızın genç olmasını konuşup duruyordu, yaşlarımız büyüdükçe
müziüimizi konuşmaya başladılar.� diye devam ediyor.

3. studyo albümleri "The Negation" grubun "Reign In Blood"ı, "Master of Puppets"ı ya da "Covenant"ı niteliğinde. Martin grubun Amerikalı death metal
gruplarını örnek aldığını itiraf ediyor. �Bize göre Florida�nın death metal dünyasında ayrı bir yeri var. Morbid Angel, Deicide ve Cannibal Corpse
oradan çıktı. Fakat death metalin daha da güçlendiği bir gerçek. 1996�da grubu ilk kurduğumuzda Emperor ve Immortal gibi black metal grupları çok
daha popülerdi ve bir death metal grubu olmak çok zordu. Oysa şimdi her yıl birçok farklı ülkeden çok daha fazla ve çok daha iyi death metal grubu
çıkmakta.�

Morbid Angel ve Deicide`ın son albümlerinin vasat olmasından açılıyor konu. �Bunu pek çok insandan duydum� diyor Martin. �Hala çok genciz ve
o grupların başarılarının yanından bile geçebilmemiz için çok uzun zaman gerekmekte bize. Yeni Morbid Angel`ı seviyorum ancak Domination`ın yerini
asla tutamıyor. Ayrıca yeni Deicide da çok iyi ama yine favori Deicide albüm seçimim "Once Upon a Cross"tan yana olacaktır.

Pek çok metal grubu 3. albümleriyle başarolarının doruğuna çıkıyor. Peki, Martin bundan sonrasında yokuş aşağı gitmeleri ihtimalinden endişe duyuyor mu?
�Bilmiyorum, haha! O kadar uzağı düşünmüyoruz. Fakat şu anda tüm eleştiriler iyi yönde. Belki de prodüksiyonun iyi olmasından dolayıdır bu.
Kayıtlar "Nihility"nin kayıtlarının yapıldığı stüdyoda yapıldı ve bu kez ses mühendisleri bizi tanıdıkları için ne istediğimizi biliyorlardı sanırım.
Hatta albümdeki iki şarkıyı son anda stüdyoda besteledik. Bu albüm Nihility`den daha kişisel. Bizler çok dindar bir ülkeden, Polonya`dan geliyoruz.
Nüfusun %90�ı katolik ve artık din ülkede bir para tuzağı haline geldi. Albüm tüm bu din ticaretine karşı çıkıyor.�

Doğal olarak Polonya`lı bir grup olmak Amerikalı ya da İngiliz bir grup olmaktan farklı olmalı? �Death metal evrensel bir dil. İsveçli ve Amerikalı
gruplarla turnelere çıkabiliriz, aynı müziği çaldığımız ve konuşacak ortak konularımız olduğundan hiçbir sorun yaşamayız diye düşünüyorum.�

Turnedeyken derslerine çalışıp çalışmadığını soruyoruz şimdi de. �Ben Leh edebiyati okuyorum, gitaristimiz Vogg Krakow�da bir müzik akademisinde
akerdeon bölümünde okuyor. Tabii ki öğrendiklerini Decapitated`de uygulamıyor. Hepimiz klasik ve caz da dinliyoruz ama sadece katışıksız death metal
yapmak istiyoruz. Davulcumuz Vitek ve vokalistimiz Sauron da müzik teorisi okuyorlar. 7 yaşımızdan beri müzik yapıyoruz. Kullanmasak da farklı müzik
tekniklerini öğrenmemiz işimize yaruyor tabi.� Zaten beste teorisi gerektiğince aynidir. �Elbette, herşey müzikle ilgili, öyle değil mi? Müzikle öyle içli
dışlıyız ki başka hiçbirşeyle ilgilenmiyoruz diyebilirim. Hala küçük bir grubuz, hala öğreneceğimiz çok şey var ve daha çok pratik yapmalıyız. Tüm
müzisyenler pratik yapmalıdır, kimse mükemmel değildir. Üzerimizde çok fazla baskı var. Ancak bizim ürettiğimizden memnun olup olmadığımız daha önemli.
Fanlarımızı yavaş adımlarla çoğaltıyoruz. Bir tek albümle tanınmış bir grup olamazsınız, sürekli üretmeniz, turnelere çıkmanız gerekmekte.
Death metalde kestirme yol yoktur.�

(kaynak: Terrorizer Uk/ Nisan 2004 sayısı)