Fazlasıyla teknik death metal yapmalarıyla ünlü Decapitated, vokalist Sauron'da dahil 2 üyesine veda etti geçtiğimiz günlerde. Ancak
Polonyalı gençler bu durumdan bekleneceği gibi negatif şekilde etkilenmek bir yana dursun, dördüncü stüdyo albümleri Organic Hallucinosis'le
çıtayı daha da yükseltti. İşte normal bir hayat arayışında olduklarını söyleyen davulcu Vitek ve yeni vokalist Covan'la yaptığımız röportaj...
Etrafta Decapitated gibi hem Terrorizer dergisinin "Yılın En iyi Çıkış Yapan Grubu" ödülünü kapıp, hem de araya matematik, coğrafya ve tarih
dersleri sıkıştırmayı da başarabilen pek fazla grup olduğu söylenemez. 2000 yılında çıkan ilk albümleri Winds Of Creation'la dikkatleri
üzerine çeken Decapitated inanılmaz derecede genç olmalarıyla da şaşırtmışlardı herkesi. Bu sıcak kanlı Polonyalılar daha sonra çıkardıkları
Nihility (2002) ve The Negation (2004) albümleri için aldıkları pozitif yorumlarla bize doğru yolda olduklarını göstermekle kalmayıp, hem
kritiklerin hem de dinleyicilerin gözünde iyi bir yere oturdular kısa sürede. Yeni albümleri Organic Hallucinosis'in gölgesinde,
dopdolu bir turne arefesinde ve internetteki grup elemanlarının ayrılmaları, değiştirilmeleri, geri dönmeleri gibi dedikoduların ışığında
neler olup bittiğini soruyoruz gruba. Pek çok başarılı grupta er yada geç ortaya çıkan "müzikal farklılıklar" onları da mı buldu sonunda?
"Gruptan normal bir hayatı istediği için ayrıldı" diye söze giriyor sevimli davulcu Vitek, geçen yaz gruptan ayrılan vokalist Sauron için.
"Kendine ait bir hayatı, bir kız arkadaşı var. 9 yıl birlikte çaldık, ama o sürekli tura çıkmayı fazlasıyla zor buldu. Gerçekten de kolay bir iş
değil. Evinizden, ailenizden uzun süre ayrısınız, çok çalışıp bazen hiç para alamıyorsunuz. Bu büyük bir baskı." Neyseki aralarında kötü
sözler geçerek ayrılmamışlar. "Eğer birisi bana yaptığımızdan zevk almadığı için ayrılmak istediğini söylerse bunu anlayışla karşılarım" diye
devam ediyor Vitek. "Sauron'un astımı da vardı ayrıca. Dumanlı yerlerde her zaman söyleyemeyebiliyordu. Bize yeni vokalistimiz Covan'ı bulmamızda
da yardımcı oldu. Zaten hala buluşup birlikte bira içiyoruz. Hala iyi arkadaşız yani" Covan'la da gruba katılmadan önce arkadaşlarmış.
Dörtlü yeni vokalistle eski grubu Atrophia Red Sun'la birlikte konsere çıktıklarında tanışmış. Yeni vokalistte fazla bir özellik aramamalarına
rağmen Covan ilk seçimleriymiş. "Teklif ondan geldi. The Negation albümü için vokal yapabileceğini söyledi. Evindeki stüdyosunda Sauron'un
sesini çıkarıp eski şarkılara vokal yaptı örnek olarak ve çok beğendik." vitek'ten Covan'la Sauron'un seslerini karşılaştırmasını istiyoruz.
"Covan'ın tekniği daha iyi. Sauron daha zorla söyler gibiydi. Covan sonsuza kadar söyleyebilirmiş gibi söylüyor. Sanki 15 ayrı sesi var.
Evde sürekli pratik yapıyor, oysa Sauron hiç yapmazdı!" diye gülüyor davulcu. "Konserlerde izleyenlerle de arası çok iyi. Son konserimizde
Slayer coverı Mandatory Suicide öncesinde topluluğa 'Hey bu şarkının sözlerini kim biliyor? Kim Decapitated`la söylemek ister?' diye sordu ve adamın
biri çıkıp söyledi. Covan çok cool biri, sonunda 'gerçek' bir frontmane kavuştuk. Yeni albümü dinlediğinizde hemen fark ediyorsunuz.
Gruba taze birşeyler ekledi Covan"
(IronMan'in Notu : Yeni vokalist denen dallama o kadar zorlama okuyor ki şarkıları, bütün estetiğin içine ediyor. Sanırız sevgili Vitek bey
yanında oturan genci kırmamak ve gazlamak adına vermiş veriştirmiş...)
Tabi grup sadece vokalini değiştirmedi son zamanlarda. Covan'ın gruptan ayrılışı ile ilgili söylentiler yalanlansa da, basçı Martin'in
ayrılış haberleri sadece dedikodu değil, gerçeğin ta kendisiydi. Bu nasıl oldu peki ? Vitek önce biraz düşünüyor ve sonra aralarında kötü
birşey geçmediğini ima edercesine gülümsüyor : "Hala konuşuyoruz, Amerika turnesinden sonra oldu. Turnede tüm gün birliktesiniz; birlikte içki
içiyorsunuz, ot içiyorsunuz bazen fazla konuşup tartışabiliyorsunuz. Bu normal bir şey, ne oldu bilmiyorum" diye konuyu kapatıyor davulcu
hala gülümseyerek. Yani Martin'in geri dönme ihtimali var mı? "Belki, kapı hala açık. İsterse geri gelebilir, ama bunu isteyeceğinden emin değilim.
Askerlikte yapması gerekiyor. Polonya'da kanun gibi birşey bu, eski kurallar. Eğer okumuyorsanız, askerlik yapıyorsanız. Martin aptal yani! diye
kahkaha atıyor davulcu. "Okulu bırakmıştı ama şimdi geri dönmek istiyor. Askerlikten iyidir okumak çünkü. Benim böyle bir problemim yok. Çünkü evliyim
ve bir çocuğum var. Böyle bir durumda maaş ödemeleri gerektiğinden ve maaş ödemeye de paraları olmadığından beni istemiyorlar".
Grubun dördüncü stüdyo albümü olan Organic Hallucinosis hali hazırda çok iyi kritikler almış bulunuyor. Day 69'le Post Organic şarkıları albümdeki hafif
farklı soundda parçalar. Besteleri kim yapıyor diye soruyorum. "Gitaristimiz, yani kardeşim Vogg stüdyoya girmemizden bir ay önce kendini
eve kapadı ve besteleri yaptı. Nihility bu anlamda kaydetmesi daha kolay bir albümdü, çünkü şarkıları stüdyoya girmeden bir yıl öncesinden biliyoruduk.
Bu kez farklı şehirlerde yaşadığımızdan pratik yapma şansımız olmadı. Vogg'un okulu da var tabi. Akordeon okudu o, artık bir konservatuarlı". Akordeon çalan
bir death metalci? İlginç hatta biraz komik bir resim canlanıyor gözümüzün önünde. "Onu görmelisiniz, inanılmaz çalıyor. Albüm için günde sekiz saat
gitar çaldı bir de. Ama dediğim gibi, provasız pat diye girdik stüdyoya". Bu plansızlık hiçte belli etmiyor kendini albümde. Bu albümle
hedefledikleri bazı amaçları varmıydı? "Pek yoktu! Sadece müzik yapmak istedik. Ama doğal bir gelişme gösteriyor sanırım bu albüm. Eski thrash
ve death riffleri - herşey var! Biz 90'ların death metaliyle büyüdük ve o gruptakilerden çok daha genciz. Dolayısıyla death metalle ilgili
yeni bir bakış açımız var. Organic Hallucinosis de hala sıkı albümler yapabildiğimizin bir göstergesi".
Decapitated'ın turne ajandası oldukça dolu bu yıl. Önce Nile ile Amerika turnesine çıkacaklar. Karl Sanders ve arkadaşlarına hayranlar mı?
"Evet öyleyiz, onlarla üç yıl önce de birlikte çalmıştık, ama bu yıl ki daha da büyük bir turne olacak sanırım. Daha büyük ve iyi mekanlar ve
daha çok izleyici olacak. Nile'ın davulcusunu izlemeyi de çok istiyorum, belki birşeyler öğrenebilirim ondan". Öğrenmekten konu açılmışken
kayıtlara ve turnelere çıkmaya bu kadar genç başlamış müzisyenler olarak artık iyice ustalaşmış olmaları gerekmiyor mu? "Diğer grupları
izleyerek bile insan canlı performanslarla ilgili çok şey öğrenebiliyor. Sahne nasıl olmalı, nasıl görünmeli? Bizden büyük müzisyenlerle
çalmak ebebeynlerinizin size birşeyler öğretmesine benziyor." Davulcu, bir turnenin ilk birkaç şovundan önce çok heyecanlandığını fakat
daha sonra normale döndüğünü itiraf ediyor ve daha önce de bahsettiği gibi şunları ekliyor : "Turne hayatı zor, çünkü her gün konser veriyorsunuz.
Hastayım, çalamayacağım gibi mazeretler sıralama lüksünüz yok, çalmak zorundasınız. Ama en kötüsü yemek kısmı. Bazen hiç yiyemiyorsunuz, bazense sadece
bir öğün. Petrol istasyonlarında durup sağlıksız yiyeceklere talim ediyorsunuz çoğu zaman. Eğer günde üç öğün normal sağlıklı beslenilebilse,
sanırım herşey daha kolay olurdu turnelerde".
Son yıllarda Polonya'dan diğer ünlü gruplar olan Vader ve Behemoth'un ayak izlerini takip eden sayısız grubun çıkışına tanık olduk ve bu grupların
çoğu gayet başarılı bir şekilde teknik death metal yapmayı tercih ediyorlar. Bu Polonya'da büyük bir death metal camiası olduğu anlamına mı geliyor?
Diğer ülkelere göre Polonya'da daha küçük yaşlardan itibaren ciddi anlamda mı verilmekte, bu işin sırrı nedir kısacası? "Aslında camia
90'larda daha büyüktü, ama ülkede hala çok iyi olan bir çok grup var. Bir çok insan klasik müzik eğitimi alıyor ve müzik okullarına gidiyor. Bunun
yararı var tabi. Mesela bir davulcuysanız piyanoda çalabilmeniz güzel birşey, çünkü böylelikle bir grupla müzik yaparken sadece
kendi bölümünüzü çalmak yerine müziği duyup anlayabiliyorsunuz". Death metal dışında neler dinlediğini sorduğumda klasik ve jaz diye cevap veriyor Vitek
ve gülerek ekliyor "Bazen ninni dinlediğim de oluyor ama. Çocuğumla uyumak istediğimde iyi uyumak için rahatlatacak müzik gerekiyor. Zaten
yine üç aylık olan kızım yüzünden çok fazla metal dinleyemiyorum." Aslında kızını metalle tanıştırmayı denememişte değil!
"Ona kulaklıkla yeni Decapitated albümünü dinletmeyi denedim, bir kaç dakika içinde çığlık atıp ağlamaya başladı, müziği kapattım mecburen" diyerek gülüyor Vitek.
Ve klişe sorulardan bir tanesi: Bu kadar farklı enstrümanlar çalabilen Decapitated elemanlarının yan projeler hazırlamak gibi planları var mı?
"yok aslında, davulcuya ihtiyaçları olan arkadaşlarıma yardım ediyorum arada sırada, ama bu kardeşim Vogg'la aynı grupta çalmak kadar zevk vermiyor hiç bir zaman.
En başından hep birlikte çaldık, hep birlikte aynı müziği dinledik onunla. Kelimeler olmadan da anlaşabiliyoruz artık ve bu çok yardımcı oluyor
her konuda". Asıl kardeş olmaları daha da fazla kavga nedeni değil mi? "Hayır, böylesi çok daha kolay. Krisiun grubundakilerin de hepsi kardeş sanırım. Bakın
onlar da gayet sorunsuz yürütüyorlar herşeyi". Son olarak Vitek'e Decapitated'ı beş yıl sonra nerede gördüğünü / görmek istediğini soruyoruz.
"Hala müzik yapmaktan zevk alıyor olmayı istiyorum, çünkü zevk alırsanız 60 yaşında bile olsanız müzik yapabilirsiniz. Zaten biz zevk
aldıkça insanlar da alacaklardır"..
Kaynak : Terrorizer