Amon Amarth’ın vokalisti Johan Hegg ile telefonda görüştüğümde, bir gece önce Los Angeles Sray’daki Metal Blade 20. yıl dönümü partisinin yorgunluğunu yeni yeni üzerinden atıyordu. Johan bu organizasyon için İsveçten gelmişti, ayrıca yeni albümleri "Versus the World" için küçük bir prosmosyon çalışması da yapmak istiyordu. Ve eğer albümün tamamı, dinlediğim dört parçalık promo gibiyse sıkı durun! Çünkü bu albüm Amon Amarth’ın melodilerini ve sertliğini gösteren en iyi çalışma olabilir!
Amon Amarth’ın yeni albümü 14 Ocak 2003’de Metal Blade Records tarafından satışa sunulacak. İşte Johan’ın yeni albümü, grubun geçmişi ve çok sevdiği Viking mitolojisi hakkında söyledikleri:
20. yıl dönümü partisindeki gösteri nasıldı?
Müthişti, inanılmazdı..
Yaklaşık 10 yıldır bu işlerle ilgilisiniz. İsveç death metal camiasının en önde gelen gruplarından biri olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Aslında , öyle olduğumuzu düşünmüyorum. Bu piyasada o kadar büyük değiliz, kendi yolumuzu kendimiz çiziyoruz.. En önemlisi plak şirketleri istemedikçe onlara asla demo kaydı göndermedik. Eğer bizimle çalışmak isityorlarsa, müziğimizle ve bizimle ilgili olmak zorundalar Bu şekilde çalışmak bizim için çok önemli. Biraz uzun sürüyor ama buna değdiğini hissediyorum.
Başladığınızdan bu yana piyasada ne gibi değişiklikler oldu?
Başladığımız zamanlarda death metal hala esas tarzdı, fakat black metal giderek gelişiyordu. Şimdi ise death metal geride kaldı, daha melodic türler ön sıralara geçti. En azından avrupada öğle olduğunu düşünüyorum, Amerika’dan emin değilim. Belki de Avrupa tarzı death metal - ya da İskandinav tarzı- giderek daha çok seviliyor..
İlk yıllarınıza dönersek, Scum olan adınızı neden Amon Amarth olarak değiştirdiniz?
Scum 1988’de kuruldu, ilk bateristimiz Olli [Mikkonen] ve diğer bazı çocuklar ayrıldı, ben ve Ted [Lundström] kaldık. Biraz daha farklı müzikler yapmaya başladık. 3 yeni üye vardı, neredeyse yeni bir grup. Böylece adımızı müziğimiz ve sözlerimiz gibi değiştirmeye karar verdik.
Adınız J.R.R Tolkien’den geliyor. Amon Amarth adını seçmenizin ardındaki hikaye nedir?
[Gülerek] Aslında, çok karışık bi neden değil. Değişik bi isim arıyoduk ve kuzey mitolijisinden, Ne philim ismini bulduk ama bu ismi İsveç’li başka bi grup kullanıyordu. Ted "Amon Amarth" ismini önerdi, bu ismin "cool" bir soundu ve "cool" bir anlamı olduğunu düşündü. Hepimiz ona katıldık. Bu ismi seçme nedenimiz budur, hiç bir şekilde Tolkien’den etkilendiğimiz için değil.
Grubu ilk oluşturduğunuzda vizyonunuz neydi?
Şu anda yaptığımız müzik gibi müzikler yapmaya çalışıyorduk. Elbette yıllar içinde yeni etkiler ve yeni fikirler gelişti. Eğer bazı eski şarkıları dinlerseniz ve yenilerle karşılaştırırsanız müziğimizin gerçekten değiştiğini görebilirsiniz. Amon Amarth’ın nasıl bir grup olması gerektiği hakkında bir fikrimiz vardı ve henüz tam olarak istediğimiz seviyeye ulaşamadık, oraya doğru ilerliyoruz. Bu uygulama safhasında olan bi iş [Gülerek].
Bize biraz da Viking mitolojisine olan ilginizden bahsedin, Viking mitolojisiyle ilgili hikayeler her zaman sözlerinizde önemli yer tutacak mı?
Sanırım öyle. Bu gerçekten benim içimden gelen bişey. 9 - 10 yaşımdan beri bunlarla ilgileniyorum. Kuzey mitoloisi - buna din demek istemiyorum çünkü dine inanmam- hayat felsefesinin bir parçası. Bu, günlük hayatta düşündüklerimizden ve yaşamaya çalıştıklarımızdan daha fazlası. Sanırım bu temalar grubun kariyeri boyunca sözlerimizde yer alacak.</SPAN>
Siz kesinlikle Vikinglerle ilgili konularla tanımlanıyorsunuz.
Evet, aynen, bunu tam olarak yok saymak istemiyoruz. Ama şarkı sözlerimi önceden tahmin edilebilen, sıkıcı sözler olmaktan kurtarmak istiyorum.
Viking mitolojisiyle ilgili sordugum sorulara, genellikle kuzey mitolojisiyle ilgili cevaplar veriyorsunuz.
Evet, sanırım öyle. Sanırım ayrıca Kelt mitolojisi ve Finlandiya’nın efsane epiği Kalavela’yla karşılalaşabilirdiniz. Fakat esas ilgilendiğimiz konu tabi ki Viking mitolojisi.
Viking mitolojisi en çok okuduğunuz alan mı?
Iıı, artık değil ama eskiden öyleydi. Hala o tarz şeyleri okumaktan hoşlanırım, fakat çoğunlukla farklı şeyler okurum, çok sayıda tarihi kitap, fakat belki sadece Vikingler hakkında değil. 17. yy’da İsveç’te neler olup bittiği ile ilgili kitapları okurum.
Albüme "Versus the World" adını verdiniz. Bu, Amon Amarth dünya çapında bi grup oluyor anlamına mı geliyor?
Hayır, bu tam olarak doğru değil. Bu daha çok bir grubun geride bıraktığı on yıla bakması ve müzik piyasasında nasıl çırpınıp ta buralara kadar geldiğini tekrar hatırlaması gibi. Bir grup olmak, iş yapmak, kız arkadaş bulmak ve bu tür şeyler her zaman için kolay değildir. Aynı zamanda bir sürü saçmalıkla karşılaşırsınız, üzerinizi yırtmaya çalışan insanlar olur, her neyse. Bunlar yıllardır bu piyasada kalabilmek için uğraştığımız şeylerden bir kısmı.
Öyleyse hala ayakta kalabilmenizi neye bağlıyosunuz? Bu süreçte neler öğrendiniz?
Oldukça aptal olmak zorundasınız [Gülerek]
[Gülerek]İnatçı da..
Aynen.. Kafanızı kaç kere duvara vurduğunuz ya da hala vuruyor olmanız önemli değil. Sonunda kırılacaktır ve elbette feci biçimde kanayacaktır [Gülerek] Pek çok sorunla karşılaşmıştık ama buna karşın pek çok kez de şanslıydık.İyi bir marka olduğumuz için şanslıydık, iyi elemanlara sahip olduğumuz için şanslıydık ve albümleri kaydederken iyi insanlarla çalıştığımız için şanslıydık.
Bu albümde Peter Tägtgre ile çalışamadınız, çünkü daha fazla çalışmak istemiyordu.
O sadece bir çeşit zaman kaybıydı.
Bu albümdeki eserlerden hala memnun musunuz?
Evet, elbette.. Yeni bir studyoya gidecektik, biraz gergindim, fakat iyi bir iş oldu. Berno [Stüdyo] ile çalışmak harikaydı.
Bu albüm The Crusher ve The Avenger gibi eski albümlerinize gore müzikal açıdan daha ileri seviyede bir albüm mü?
Evet, sanırım öyle. Bunu daha melodik bir albüm olarak hazırladık. Belki de biraz daha epik. Diğer yandan, Amon Amarth markasının ününe leke sürmek istemedik. Ağırlığımızı, sertliğimizi ve saldırganlığımızı bir arada tutmak istedik. Melodileri ve ahenki birleştirebilmek için de biraz yavaşlama ihtiyacı hissettik. Yaptığımız buydu işte. Yeni sütüdyoya gitmemizle birlikte çok iyi bir sonuç elde ettiğimizi hissediyorum. Yeni insanlarla çalışmak bizi teşvik etti.
"Versus the World" sadece genel bir konsepte dayalı gibi görünmüyor ama içeriğindeki fikirler birbirine çok yakın gibi.
Evet. Şarkıların esas teması Kuzey mitolojisinde bahsedilen dünyanın sonu ile ilgili. Bu bir tür temel öykü..
Albümdeki bazı şarkalarda konu Ragnarök adlı bir karakter etrafında yoğunlaşıyor.
Ragnarök efsanesini ele aldım ve bu efsanenin bazı kısımlarına, değişik açılardan, sözlerimde yer verdim. Ama "Versus the World" aslında grubun geçmişiyle ilgili. Thousand years of Oppression insanlar üzerinde kurulan dini baskılarla ilgili (özellikle İskandinavlar). Bunlarda albümdeki diğer konular
Bazı şarkıların isimleri ilgimi çekti. Death in Fire dünyanın sonuyla ilgili. İnsan ırkının bir tür kıyamet neticesinde yok olacağına inanıyor musunuz?
Dine inanmam.. yani buna da inanmıyorum.
Kendi kaderimizi kendimizin çizdiğini düşünüyorum. Aslında, muhtemelen benim kaderci biri olmam gerekirdi çünkü Vikingler kadere inanırdı, ama ben inanmam. Herhangi bir yüce kuvvetin bizi kontrol ettiğine inanmıyorum, her şey bizim neler yaptığımıza bağlı.
Aynı şekilde düşünürsek, For the stab wounds in our backs’de dünyanın sonuyla ilgili. Buradaki hikaye death in Fire’dan nasıl farklı oluyor?
"For the stab wounds in our backs" Dünyanın sonunun değişik bir tarafı hakkında. L o k e -bir tür zarar verici tanrı- Asa Tanrıları’naa karşı koyacak ve ölüleri tekrar yaşama döndürecek. Mezarlarından kalkacaklar ve Valhala’nın savaşçıları gibi Asa Tanrıları’ınkarşına çıkacaklar. "For the stab wounds in our backs" o dinle konuşan bir ölü hakkında ama bu tam olarak bir konuşma sayılmaz. Daha çok bekliyip neler olacağını görmek gibi bir şey.
Anlatır mısın, "Where the silent gods stand guard" Amon Amarth’ın diğer şarkılarından oldukça farklı. Onunla ilgili farklı olan ne?
Parça hazırlanırken ismi "The Ballad" dı [Gülerek]. Muhtemelen önceki albümlerimizde de olmayan türde bir şarkı. Bu albüm için çok uygundu. Hayal edebildiğim müziklerden çok daha farklı sözler yazmak istediğim için de farklıydı. Böylesine sakin bir şarkı için oldukça sert sözler yazdım. Onun farklı olmasının nedini işte budur.
Acrossthe Bridge’de önceki çalışmalarınıza gore daha fazla melodiye yer verilmiş. Ayrıca bu tür bir şarkının eski günlerdeki ilk deneme kasetinizde bile olamayacağını belirttiniz?
Ama ardından , sözler bu şarkıya daha çok uydu. O şarkıların tümü önceki şarkılarımızdan çok çok farklıdır.
Albümleriniz anti-dindar konularla dolu. Bu kiliseyi küçümseyen tutumunuzu her zaman devam ettirecek misiniz?
Oldukça fazla, evet. Onların, insanları sanki cezalandırılabilen bir çeşit hayvan gibi değerlendiren görüşlerine katılmıyorum. Buna inanmak aptalca [Gülerek]. Ben bişeye inanmadan once onu görmek isterim. Bana gore din insanları baskı altında tutmak için kullanılan en eski araçtır.
Din kesinlikle yüzyıllar boyunca pek çok ölüme sebep olmuştur.
Tamamen katılıyorum. . Bu aslında iki yüzlülük.
Özellikle katolizme karşı gibi görünüyorsunuz.
Genel olarak hristiyanlığa aslında , ama sanırım bunun nedeni ülkemdeki esas dinin Hristiyanlık olması. Aslında dine karşıyım, çünkü onun insanlığın iyiliği için olduğunu düşünmüyorum. Muhtemelen bununla ilgili sonsuza kadar konuşabilirim. [Gülerek]
Aslında bir death metal grubusunuz, ama hala bazı normal melodileriniz de var, mesela müziğinizdeki melodik bölümler gibi. Müziğinizdeki melodi, brutal vokaliniz kadar önemli mi?
Kesinlikle. Bu Amon Amarth’ın önemli bir yanı. Başlagıçtan beri önem verdiğimiz ve asla değişmesini istemediğimiz birşey. Müziğimizdeki saldırganlığı yok etmek istemeyiz. Bunlar bizi tarzımızdaki diğer gruplardan ayıran özelliklerimiz.
Thryfingde Viking metal yapıyor. Bu alanda onların yaptıklarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Aslında onların sadce bir şarkısını duydum [Gülerek] Herkes bana onların çok iyi olduğunu söylüyor, ben bir eleştirmen değilim. Bu konularda yorum yapmak istemiyorum. Onların yaptıklarına saygı duyarım.
Metal Blade promosyon ve satışlar sırasında size yardımcı oldu mu?
Cevabım, hayır.... Onların sevdiğim tek yanı uzun dönemli çalışmaları. Çok dikkatli ve titiz çalışıyorlar. Bizi hızlıca yukarılara çıkarmak için çok para harcamıyorlar ve bizden makul şeyler bekliyolar.
2002 yılının Ocak ayında Diabolic’le birlikte katıldığınız turneye kadar daha önce Amerika’ya gitmemiştiniz. Bu sizin için nasıl bir deneyim oldu?
Oldukça garipti. Açılışı Marduk’un yapacağını düşünüyorduk ama öyle olmadı. Kapanışı bizim yapmamız, bizi biraz kızdırdı çünkü hayranların bizden neler beklediğini bilmiyorduk ya da insanlar bizim hakkımızda bişeyler biliyolar mıydı? Fakat muhteşem oldu. Muhteşem zaman geçirdik. Malesef 4 hafta yerine 3 hafta sürdü. Yeni hayranlar kazandığımızı ve eski hayranlarımızı memnun ettiğimizi hissettim..
Yakında yine gelecek misiniz?
Mart ayında yeni albüm için bir Amerika turu düzenlemeyi düşünüyoruz. Umarım bu gerçekleşir ve yeterince iyi bir organizasyon olur.
İsveç’e ne zaman hareket edeceksiniz?
Ben Pazar günü terkediyorum [muhabir Perşembe günü gidecekti] Yarın bazı promosyonlar yapacağım ve Cumartesi boşum. Gezeceğim ya da başka bişeyler yaparım.
Yani tüm bu muhabirlerin aynı soruları sana tekrar tekrar sormalarından sıkılmıyorsun?
[Gülerek] 200 tane röportaj yaptım, bi tane daha yapmak pek koymaz.